Memur Sen:Kadına Yönelik Şiddet Küresel Bir Sorundur, Çözümü İse Kök Nedenlerle Mücadele ve Toplumsal Uzlaşıdan Geçer

memursen

Kadına Yönelik Şiddet Küresel Bir Sorundur: Çözümü Kök Nedenlerle Mücadele ve Toplumsal Uzlaşıdan Geçer

25 Kasım 2024, Pazartesi

Memur-Sen Kadın Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yayınladı. Kadınlara yönelik şiddetin tüm dünyanın ortak problemi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şiddetin sadece kadınlar üzerinden konuşulmasına ve failin erkeklerden ibaret görülmesine karşı çıkıldığı belirtildi. Ayrıca, ev içi şiddetin aile müessesesini hedef alan bir yaklaşım ile ele alınmasına karşı çıkıldığı ifade edildi. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin en yaygın insan hakları ihlallerinden biri olduğu ve sürekli gündemde tutulması gerektiği vurgulandı.

Sözün başında bu sorunun, sadece ülkemize veya bölgemize ait değil, tüm dünyanın ortak problemi olduğu belirtilerek, meseleye tarihi ve sosyolojik bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiği ifade edildi. Araştırmalara göre, Amerika’dan Japonya’ya kadar tüm dünyada her üç kadından biri, yani yaklaşık 736 milyon kadın, hayatları boyunca en az bir kez yakınları tarafından şiddete maruz kalıyor.

Dünya üzerinde insan kaçakçılığına maruz kalanların %72’sinin kadın ve genç kızlardan oluştuğu, Avrupa Birliği’nde her 10 kadından birinin EN erken 15 yaşında siber zorbalığa uğradığı belirtildi. Bunun yanı sıra, Amerika Birleşik Devletleri gibi kadınlara yönelik şiddet konusunda OECD ülkeleri arasında %36 ile 4. sırada yer alan ülkelerde her 73 saniyede bir kişinin ve her 6 kadından birinin tecavüze uğradığı bilgisi paylaşıldı. Hayat standartlarının yüksek olduğu Yeni Zelanda, Danimarka, İngiltere, İsveç ve Belçika gibi ülkelerde de kadına şiddet oranlarının oldukça yüksek olduğu kaydedildi.

Brezilya’da her 11 dakikada bir kadının tecavüze uğradığı, Hindistan’da %79, Vietnam’da %87 ve Kamboçya’da %77 oranında kadınların tacize maruz kaldığı açıklanmaktadır. Kadına yönelik şiddetin en acımasız boyutunun savaş ve çatışma ortamlarında görüldüğü belirtilerek, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten beri devam eden saldırılarında 17.215 çocuk ve 11.742 kadının katledildiği bilgisi verildi. Hayatta kalanların sağlık hizmetine ulaşmada zorluklar yaşadığı, gebe kadınların sokaklarda doğum yaptığı, bebek ölümlerinin korkunç rakamlara ulaştığı ve kadınların yardım kuyruklarında can verdiği vurgulandı.

Dünya güçleri arasında sayılan Çin’de ise 1 ile 3 milyon arasında insanın tutulduğu 1300’den fazla toplama kampında on binlerce Uygur Türkü kadının sistematik olarak tecavüz ve işkenceye maruz kaldığı belirtildi. Kadına yönelik şiddetle mücadelede sarf edilen söylemlerin samimi olması halinde, Filistin ve Doğu Türkistan’da yaşanan kadın feryatlarının durdurulması gerektiği ifade edildi.

Tüm barbar ülkelerin, kendi istatistiklerini gözden geçirip nerede hata yaptıklarının muhasebesini yapmaları gerektiği ve şiddeti Müslüman topluma özgü bir sorunmuş gibi lanse etmekten vazgeçmeleri çağrısında bulunuldu. Şiddete bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşarak, mağdurun kadın, erkek, çocuk ya da yaşlı olmasının fark etmeksizin mücadele edilmesi gerektiği belirtildi. Şiddetin hiçbir türüne müsamaha gösterilmeyeceği vurgulandı.

Aynı zamanda, kadın emeğinin hala ucuz, güvencesiz ve kolay vazgeçilen bir işgücü olarak görüldüğü ifade edildi. Çalışma hayatında şiddet ortadan kalkmadan kadına yönelik etkili bir mücadele söz konusu olamayacağına dikkat çekildi. Çalışma hayatındaki şiddetin önlenmesinin, iş, aile ve sosyal yaşam dengesinin kurulmasından geçtiği ifade edildi. Kadınların analık haklarının korunması, ebeveynlerin kreş hizmetine kolay erişiminin sağlanması ve ekonomik teşviklerin yanında aile dostu vergi uygulamalarının benimsenmesi gerektiği vurgulandı.

Şiddet olgusunun toplumsal uzlaşı sağlanmadan ortadan kaldırılamayacağına dikkat çekilerek, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününden başlayarak 10 Aralık İnsan Hakları Gününe kadar devam edecek olan 16 Günlük Aktivizm Kampanyası kapsamında, tüm sivil toplum örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları ile kamuoyuna ortak bir söylem ve eylem birliği geliştirmeleri için bir davet yapıldı.

MEMUR-SEN