UCM’nin Kararı Soykırım Suçunun Tescilidir, Karar Uygulanmalı, Soykırımcı Cezasını Çekmelidir
22 Kasım 2024, Cuma
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Gazze kasabı soykırımcı İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama emri çıkarmasını, uluslararası toplumda soykırımın tescili bakımından çok önemli ve insanlığa umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu nedenle, baskı ve şantajlara boyun eğmeyen mahkemeyi ve başvurucu ülkeleri takdir ediyoruz.
Mahkeme, Netanyahu ve Galant’ın 8 Ekim 2023’ten 20 Mayıs 2024’e kadar işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olduklarına dair makul gerekçeler bulunduğuna hükmederek bu suçları kayıt altına almıştır. Kendisini hiçbir insani değer ve hukukla bağlı görmeyen soykırımcı Siyonist çete için, her ne kadar küstahça kararın reddedildiğini söyleseler de bu, büyük bir yenilgidir.
Öte yandan, Netanyahu ve Galant’ın ülkelerine ayak bastığı anda mahkemenin kararını tereddütsüz uygulayacağını açıklayan ülkeleri de tebrik ediyoruz. Bu ülkelerin sayısı arttıkça Siyonist çete izole olacak ve olmayan itibarları tamamen yerle bir olacaktır.
Mahkeme kararında, söz konusu suçların 7 Ekim 2023 ile 20 Mayıs 2024 arasında gerçekleştirilen eylemler sonucu olduğu ifade edilmiştir. 20 Mayıs 2024’ten bu güne kadar ise Siyonist çete soykırımı aralıksız uygulamaya devam etmiş ve soykırımı Lübnan’a da taşımıştır. Mahkemenin o tarihten sonraki suçları da incelemesi, yanı sıra sadece Netanyahu ve Galant değil, kabinede görev almış ve almakta olan herkesi ve ordu komutanlarını da kapsayacak şekilde kararı genişletmesi gerekmektedir.
Gazze Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlara göre, 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırılarında, yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere en az 43 bin 972 Filistinli şehit edilmiştir; 104 bin kişi yaralanmıştır. Bombardımanlarda yıkılan binaların enkazı altında kalan 100 binden fazla kayıp ile kıtlık, ilaç eksikliği ve hastanelerin bombalanması nedeniyle yaşanan tedavisizlik sonucu başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere gerçekleşen ölümler, bu rakamlara dâhil değildir. UNICEF Sözcüsü James Elder’in ifadesiyle, “dehşetin sessiz bir şekilde normalleşmesi ve hayal edilemez olanın çocukluğun manzarası haline gelmesi” karşısında bir şey yapılmalıdır.
Soykırımcı Netanyahu liderliğindeki Siyonist yönetimin soykırımı Gazze ile de sınırlı değildir; aynı soykırım Lübnan’da ve sessiz sedasız Batı Şeria’da da sürdürülmektedir. Lübnan’da 8 Ekim 2023’ten bu yana 902’si kadın ve çocuk, 214’ü sağlık çalışanı olmak üzere 3 bin 558 masum şehit edilirken, 15 bin 123 kişi yaralanmıştır. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te ise 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden Siyonistlerin saldırılarında 167’si çocuk en az 785 Filistinli şehit edilmiştir.
Soykırımın durdurulması için UCM’ye taraf ülkelerin kararın yerine getirilmesinde irade ortaya koymaları son derece önemlidir. Nitekim Roma Statüsü’nün 59. Maddesi, taraf devletlerin kendi topraklarında suçlanan bir kişinin tutuklanması ya da teslim edilmesine yönelik UCM tarafından yapılan bir talebe ivedilikle uymalarını gerekli kılmaktadır.
UCM’ye bireysel başvuruları organize etmiş ve 3000’e yakın dilekçeyi yetkili makamlara sunmuş bir konfederasyon olarak, UCM’nin kararını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kararı Filistin halkı için zafer, insanlık için umut, Siyonist çete için yenilgi olarak değerlendiriyoruz. Memur-Sen olarak süreci bundan sonra da yakından takip edeceğimizi ifade ediyoruz. Bununla birlikte, mahkeme tarafından tescillenmiş soykırımın fiilen durdurulması için hukuki zemin olarak gördüğümüz bu kararın ardından, başta İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, BM ve diğer uluslararası kuruluşları soykırımı fiilen durdurma noktasında daha etkili bir inisiyatif almalarını bekliyor ve istiyoruz.
MEMUR-SEN